Ekmek ve Gül dergisi Ekim 2025 sayısı

Bugün kadınların yan yana gelişinden korkuluyor. Tıpkı kapağımızda da resmedildiği gibi: bir yanda buyurgan bir el, diğer yanda hayatın yüklerini sırtlarken öfkesiyle karşı duran kadınlar var.

Bizler yıllardır, yüz yıllardır haklarımız için, emeğimiz için, ekmek ve gül için ellerimizi birleştiriyoruz. Türkiye’de ve dünyada sermaye karanlığına karşı yaşasın ekmek, barış, özgürlük!

Laiklik, kadınların yaşamsal taleplerinden biri haline geliyor. Çünkü dinin toplumsal yaşamı kuşattığı her alan, doğrudan bizlerin hayatını daraltıyor.

Sesimize, sözümüze engel olmak isteyenlere karşı mücadeleyi yükseltmekten ve evet, her alanda bu mücadeleyi büyütmekten başka çıkar yol yok.

Dergimizin Ekim sayısında hazırladığımız dosyada Erdoğan- Şimşek'in yeni orta vadeli programına merek tuttuk.

‘Daha fazla yoksulluk anlamına gelen bu programa halkı nasıl ikna edeceğinin kerametini ise son dönemde dillerinden düşürmedikleri ‘aile yılı’ masalında buluyorlar.’

OVP’nin üzeri örtülü hedeflerinden ve belki de olası sonuçlarından biri de dar tanımlı işsizliği düşürse bile, geniş tanımlı işsizlik sayısını esnek çalışma politikalarıyla büyüttükçe büyütmek.

Kurumsal çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik bir stratejinin adı bile yok. Kadınlara ve ailelere reva görülense yokluk içinde bu uygulamalara rıza göstermek...

Orta Vadeli Program da aynı şekilde çocuk işçiliği ortaokuldan itibaren yaygınlaştırmak ve ‘kurumsallaştırmanın’ politikasını çiziyor.

Devletin “Aile Yılı” kampanyaları, gençlerin mutluluğu için değil, tüketim çarkını hızlandırmak için tasarlanıyor. Ücretsiz internet ve indirimler, gerçek sorunları unutturuyor.

Çocuklar bazen aileye yük olmamak için, bazen de bir gelecek görmedikleri için çalışmayı tercih ediyor. Oysa onların hakkı, iyi bir eğitim almak; öğrenmek, oyun oynamak...

‘Çevremizde gördüğümüz gibi bir sürü kadının çalışmama sebebi çocuklarını bırakacak bir yer olmaması. Devlet her mahalleye, her iş yerine kreşler açılmalıdır.'

Üniversite mezunu fabrika işçisi Lavin birçok kadın işçinin yaşadığı döngüyü anlatıyor. Lavin bugün işçi kadınların taleplerinin bütüncül bir şekilde çözülmesi gerektiğini söylüyor.

'Emekçiler ayağa kalktığında hiçbir sözleşme dayatması kader değildir.'

‘İyilik, güzellik içinde yaşayalım dileklerinin bizi sorulardan uzaklaştırdığını; sorulardan uzaklaşmanın ise umutsuzluk getirdiğini konuştuk. Sonunda şunu söyledik: O halde soru soralım.’

‘Örgütlü tartışmalar, kadınların deneyimleriyle birleştiğinde, barış mücadelesi çok daha güçlü bir toplumsal dayanak kazanacaktır.’

10 Ekim Ankara Katliamı’nın üzerinden geçen on yıl, yalnızca kayıpların değil, dirayetle sürdürülen bir adalet mücadelesinin de tarihi oldu.

10 Ekim'de yitirdiğimiz Mesut Mak’ın eşi Evrim Mak’tan mektubumuz var: ‘Biliyorduk ki adalet arayışımız yalnızca bizim değil, gelecek nesillerin de davasıdır.’

‘Dünyanın gözünün Filistin’e çevrilmesi; Fransa, İspanya ve İtalya’da Filistin mücadelesinin sesinin yükselmesi kadınların mücadelesiyle çok ilgili, çok iç içedir.’

Konuştuğumuz her veli, beslenmenin ve güvenliğin en önemli meseleler olduğunun altını tekrar tekrar çiziyor. Devlet bu taleplere sırt çevirse de veliler, ‘Bizim pes etmememiz lazım’ diyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN