MEKTUP
Daha önce birkaç kez Ekmek ve Gül’e yazdı Nazlı kendini bulma hikayesini. Ailesinin tüm baskılara inat, yaşamını kurmak için hâlâ direniyor.
‘Şimdi çok mutluyum, yarım kalan eğitimimi dışarıdan tamamlamaya çalışıyorum. Kadınlar gerçekten çok güçlü; sadece bu gücü ortaya çıkaracak bir şeylere ihtiyacımız var.’
Bu sistem, bu çark nasıl dönüyor biz işçiler gerçekten yetişemiyoruz. Her geçen gün daha çok çöküyorlar gırtlağımıza.
Eşini kaybedince çocuğuna tek başına bakmak zorunda kalan bir kadının sosyal yardım alabilme çilesi: Gizlice AKP’ye üye yapıldı.
Kadınlar cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kazanılmış haklarını bugün geldiğimiz bu noktada maalesef kaybetmek üzere.
Sevgili kadınlar, kaderimizi bir erkeğin aşkına, sevgisine bırakmamalıyız. Çalışıp, üretip var olduğumuzu göstermeliyiz.
‘Ne oluyor arkadaşlar torbacı mıyız, bıkmadınız mı kanamalarınızı saklamaktan!’
‘Bir kez daha düşünüyorum birileri büyük kentlerde sürekli tüketirken, ki aslında şehir bizi tüketirken, Simizar ninenin süt makinesinin başındaki üretkenliğinin mutluluğunu yakalayabiliyor muyuz?’
‘Kahramanımız bize yardım eder mi? Ya sen deniz gözlümüz? Rüyalarda hasret giderebilir miyiz ki biz galiba bilmiyoruz ama şunu biliyoruz ki; SİZİ ÇOK ÖZLEDİK...’
Çorlu Ekmek ve Gül Grubunun gerçekleştirdiği Atma-Paylaş etkinliğinde kadınlar bir taraftan ihtiyaçlarını giderirken diğer taraftan ekonominin gidişatını konuştu.
Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğinin kadınlara kattıklarının yanında kadınların da Derneğe kattığı çok şey var. Kurulduğundan bu yana yaptıklarını değerlendiren kadınlar yeni dönemi de planladı.
Bir yandan yaşamımız gittikçe zorlaşırken bir yandan da eğitimin kalitesi düşüyor.
‘Bir buçuk yıldır dergiyi takip ediyorum ve içeriğinden de oldukça faydalanıyorum hele kapak resimlerine bayılıyorum’
Sabahın erken saatlerinde başlayan aşure telaşı... Aslında aşure biraz işin bahanesi, en doğrusunu kadınlar söylüyor: “Herkes kendisi için yaşar hale geldi ama hayat zorlaşıyor yan yana olmak lazım.”
Sendikaya üye olduk diye kapı önüne konduk. Bize bu hakkı veren devlet 138 gündür nerede? Maalesef devlet de işverenden yana, hatta kolluk güçlerini üzerimize salacak kadar.
Evliliği boyunca kızı ile birlikte kocasının şiddetine maruz kalan Durgül Yazıcıoğlu anlattı. Durgül, kızının velayetini almaya çalışan eski kocasının şiddetinden ve tehditlerinden hala kurtulamadı.
Eğitim harcamalarını bile gidermeye çalışırken kılı kırk yaran işçi kadınlar bu ekonomik koşullarda güzel bir geleceği yan yana gelmeden yaratabilirler mi?
Mamak’ta bir araya gelen kadınlar: ‘Artık zamanımızı sadece ev işleriyle geçirmeyeceğiz. Daha çok bir araya gelip bir şeyler üreteceğiz.’
‘Orası bizim bir haftalık özgürlük alanımız daha iyiye daha güzele, daha özgür yarınlara ulaşmak istediğimiz.’
‘Çocuklar özgürce, saatlerce anne babaları kaygılanmadan koşup oynuyor, yüzüyorlardı. Çünkü anne babalar herkesin en az kendileri kadar çocuklarını sahiplenip, koruyacağını biliyordu.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN