Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Konferans Salonu'nda Gençlik ve Spor Bakanlığı destekli “Aileye yönelik modern tehdit, eşcinsel yönelim” başlıklı bir panel gerçekleştirildi. İÜ öğrencilerinin fakülte binasına girişi engellenmeye çalışıldı, öğrenciler gerçekleşen etkinliğe tepki gösterdi. İÜ Kadın Çalışmaları Komisyonu'ndan iki kadın öğrenci ise gerçekleşen etkinliğe ve üniversite yönetiminin tutumuna ilişkin Ekmek ve Gül'e mektup yazdı...

İstanbul Üniversitesinde nefrete geçit yok

İÜ Çin Dili ve Edebiyatı bölümünden bir öğrenci

İstanbul Üniversitesinde gerçekleştirilen, doğrudan iktidar tarafından fonlanan "Aileye Yönelik Modern Tehdit: Eşcinsel Yönelim" adlı konferans, sadece İstanbul Üniversitesindeki kadın ve LGBTİ'leri değil, tüm ülkede eşit ve özgür bir yaşam isteyen herkesi tehdit etmektedir. Kadını toplumsal hayattan uzaklaştırmak istemenin ve kâr odaklı uygulamaların sonucu olarak aile yılı ilanı ve 11. Yargı Paketi gibi yasal düzenlemeler ile hedef gösterilen kadınlar ve LGBTİ'ler, üniversitelerde de susturulmak istenmektedir!

Müjde Vahşi ve Oğuzhan Kabakçı gibi parasını LGBTİ'lere nefret yaymaktan kazanan kişilerin üniversitemizde konferans veriyor olması, İstanbul Üniversitesinin bilimsel ve akademik temellerini sorgulatmaktadır. Varlığımızdan rahatsız olan AKP, aile yılında aile içindeki kadın ölümlerini görmezden gelirken; İstanbul Üniversitesi ise kadın kulüplerinin düzenlediği "6284 YAŞATIR" adlı etkinliği isminden dolayı iptal etti. Bu süreçte Genç Düşünce Topluluğunun yürüttüğü bu etkinlik; üniversitede nefreti, ayrımcılığı örgütlemektedir. Böyle bir kışkırtmaya, bilimsellikten tamamen uzak gerici uygulamalara kampüsünüzde geçit vermeyeceğiz. Her zaman buradaydık, her zaman burada olacağız! Beyazıt'tan haykırıyoruz: Nefrete inat, yaşasın hayat!

Üniversite salonları bilimsel eğitim için var

İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesinden bir öğrenci

26 Kasım'da  "Aileye Yönelik Modern Tehdit: Eşcinsel Yönelim" adlı etkinliğin fakültemizde gerçekleştirilmiş olmasına ve bu etkinlik için bir konferans salonumuzun ayrılmış olmasına duyduğum üzüntüyü belirterek başlamak isterim. Fakültemizde gerçekleşen bu etkinlik, duyurular yapılmaya başlandığından beri haklı nedenlerden ötürü bizlerin, birçok öğrencinin büyük tepkisini topladı.

Bizler, LGBTİQ+ bireylere "hastalıklı" bireylermiş muamelesi yapan bu bakış açısını sonuna kadar kınıyoruz. Kaldı ki öğrencilerin doldurduğu, derslerin işlendiği salonların; 2025 yılında hâlâ bireylerin yönelimlerini "tehdit" olarak algılayan bu gerici zihniyetlere bırakılması her yönden oldukça üzücüdür. 

Ben konferansın düzenlenmesi planlandığı saatlerde dersimden çıktığımda, fakültenin girişinde büyük bir kalabalığa şahit olmuştum. Öğrenciler olarak bizleri kendi fakültemize almadıklarını ve diğer girişler kapalı olmak kaydıyla ana girişin de güvenlik görevlileri ile kuşatıldığını gördüm. Dışarıya çıkan öğrenciler de yeniden bir süreliğine içeri alınmıyordu.

Bütün bu tepkilere rağmen konferans gerçekleşti. Umarız böyle çağdışı bakış açılarına fakültemizde daha fazla yer verilmez ve bunlar yerine bilimin ışığında yürüyeceğimiz günler görürüz.

Fotoğraf: Evrensel