Yedi yıl boyunca fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalan Serap Avcı’nın, 17 Nisan gecesi hayatta kalabilmek için eşini öldürmek zorunda kaldığı davada mahkeme, meşru müdafaa kapsamında ceza verilmesine yer olmadığına karar vererek tahliyesine hükmetti. Serap Avcı’nın davasını başından beri takip eden Serap için Feministler'den İrem Gerkuş ve Avcı'nın avukatı Berfin Karaşah, süreci Ekmek ve Gül’de anlattı.

Davayı takip eden avukatlardan Berfin Karaşah, Serap Avcı’nın yaşadıklarının yalnızca olay anıyla sınırlı değerlendirilemeyeceğini vurgulayarak şunları söyledi: “Biz aslında bütün bu ceza yargılaması boyunca heyetin yargılamayı sadece olay anından ibaret görme eğilimine karşı mücadele etmeye çalıştık ve Serap'ın yaşadığı sistematik şiddetin anlaşılmadan olay gününün de anlaşılamayacağını savunduk.”

Olay gecesini anlatan Karaşah, Serap Avcı’nın maruz kaldığı ölüm tehdidine dikkat çekti: “Bu evden senin cenazen çıkacak, sen ölmeden ben ölmem' diye birtakım sürekli tekrarlayan ölüm tehditlerine maruz kalıyor ve bunun neticesinde de kendine yönelen saldırıyı def edebilmek için, hayatta kalabilmek için kendini savunuyor.”

Savcılık mütalaasında, Serap Avcı’nın uzun süre şiddet görmesine rağmen şikâyetçi olmamasının “hayatın olağan akışına aykırı” olduğu iddia edildi. Buna karşılık Karaşah, kadınların şikâyet süreçlerinde yaşadığı engellere dikkat çekti: “Belli ki biz aynı hayatı yaşamıyoruz, çünkü biz kadınların destek mekanizmalarına ne denli zor eriştiğini, ne denli mahrum kaldığını biliyoruz.”

Serap için Feministlerden İrem Gerkuş ise hayatını savunan kadınların yargılandığı davaların özgünlüğüne vurgu yaparak şunları söyledi: “Hayatını savunan bir kadının davası biraz daha farklı oluyor. Çünkü kadınlar hala yaşıyor ve kendini anlatabiliyor ve onun o şekilde duyulması ve görülmesi için çaba harcamak o kadar da kolay olmuyor.”

Gerkuş, Serap Avcı’nın yaşadıklarının bir kadın cinayeti haberi olarak da karşımıza çıkabileceğini ifade ederek, “Biz bunu aslında bir kadın cinayeti haberi olarak da görebilirdik, Serap’ı öyle de tanıyabilirdik" dedi.

Dava sürecinde yaşanan ihmallere de değinen Gerkuş, delillerin muhafaza edilmemesinin, darp raporunun yeterli hazırlanmamasının önemli bir sorun olduğuna dikkat çekti.

Mahkemenin verdiği meşrufüdafaa kararının önemini vurgulayan Berfin Karaşah ise şunları söyledi: “Serap hayatta kaldığı için hapisteydi ve Serap hakkında da günün sonunda heyecan, korku ve telaş nedeniyle meşru müdafaada sınır aşılmasından dolayı ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi.”

Kararın ardından Serap Avcı’nın özgürlüğüne kavuştuğunu hatırlatan Karaşah, bu davanın benzer dosyalar açısından da önemli olduğunun altını çizdi: “Bu dosya ve benzer dosyalar açısından meşru müdafaanın varlığının kabulü anlamında çok önemli ve hepimiz için çok güzel bir karar oldu.”