Eğitim sermayeye teslim
MESEM ve yeni eğitim politikaları çocukları okuldan koparıp ucuz iş gücüne dönüştürüyor. Yoksulluk derinleşirken her 4 çocuktan 1’i çalışıyor; devlet ise çocuk işçiliğini meşrulaştıran adımlar atıyor.

1-3 Aralık tarihleri arasında Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve protokolünü sermaye örgütlerinin oluşturduğu “Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi”, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in katılımıyla yapıldı. Zirvede patron örgütünden temsilciler mesleki eğitimi konuştu. Zirvede söz alan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin mesleki eğitimde çocuk işçiliği arttıracaklarını söyledi.

Türkiye’de yaklaşık 2,3 milyon çocuk işçi bulunuyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin verilerine göre bu yıl en az 82 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirdi. Kasım ayında şimdiye dek 10 çocuk öldü. Bu ölümler farklı şehirlerde ve farklı iş kollarında yaşandı, ancak temel nedenler değişmedi.

Her 4 çocuktan 1’i çalışıyor

MESEM'ler eğitim yerleri değil, doğrudan çocukların çalıştırıldığı, çalıştırılmasının önünü açan, çalıştırıldığının üstünü kapatan yerler. Dolayısıyla işçi sağlığı, iş güvenliği bakımından büyük riskler taşıyor. Çocuklar, çok tehlikeli iş kollarında, normalde çocukların çalışamayacağı bir işkolunda MESEM adı altında çalıştırılıyor. Çocuklar akademik eğitimden yoksun bırakılarak sanayinin ihtiyacına sunuluyor.

TÜİK verilerine göre, çocukların işgücüne katılım oranı 2024 itibarıyla yüzde 24,9’a ulaşmış; yani her 4 çocuktan 1’i çalışıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Milli Eğitim Bakanlığı’nın 4+4+2 modelini tartışmaya açarak, eğitim süresini kısaltarak sermayenin talepleri doğrultusunda eğitim yeniden şekillendirilmek isteniyor.

Her 3 çocuktan 1’i aç

2026 bütçesinde ise emekçilerin vergi yükü büyürken sermayeye vergi muafiyetleri artıyor. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinde eğitim yatırımlarına ayrılan pay düşerken öğrenciler için bir öğün ücretsiz yemek bütçede yer almıyor. Her 3 çocuktan 1’i okula aç gidiyor.

Maarif modeli ile AKP ideolojik kuşatmasını öğrenciler üzerinde arttırarak biat eden hak talep etmeyen nesiller yetiştirmek istiyor. Erkek çocuklarından düşük ücretlerle ağır çalışma koşullarında çalışma dayatırken, kız çocuklarına ise aileye destek için ucuz iş gücü olmalarını ve ailenin bakım ve ev işlerini, yani iki kat fazla sorumluluk yüklüyor.

Tüm bu tablo, çocukların emeğini, geleceğini ve yaşam hakkını hedef alan çok yönlü bir saldırının sürdüğünü gösteriyor. Bütün bu saldırılara karşı nitelikli, bilimsel, parasız, kamusal eğitim mücadelesi emekçiler için çok daha zorunlu hale gelmiştir. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül


Editörden