
Bu dünyada kadın olmak hayli zor. Çünkü karşımızdaki insanların ne düşüneceklerine göre yaşıyoruz, halbuki kadın özgür olmalıdır. “Kadındır böyle düşünür” diye küçümseniyoruz. Evet kadınız ama kadınlığımızdan aldığımız güçle birçok şeyin üstesinden gelmekteyiz. Kadına yönelik şiddetle mücadele gününe giderken, şiddetin olağanlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemde, şiddete karşı mücadele ediyoruz. Bu durum karşısında biz kadınlar olarak sessiz kalmayıp tepkimizi bir nebze de olsa göstermeliyiz.
Bir kadını kimse ezemez, kimse bu hakka sahip değildir. Kimse bir kadını değil düşünceleriyle, tavırlarıyla da yargılayamaz. Giyimi, kuşamı üzerinden yargılanamaz kadınlar... “Kadın dediğin konuşurken konuştuğuna dikkat edecek, kadın dediğin dışarıda çok gezmeyecek, kadın dediğin evde oturacak, elinin hamuruyla erkek işine karışmayacak”... Bu sözler artık çok geride kaldı. Bir kadın isterse eğer her şeyi yapabilme kabiliyetine sahiptir.
İktidarın, iktidarın politikaları ile beslenen erkeklerin kadınları eve hapsetmesine, kadınları ikinci sınıf görmesine karşı biz kadınlar sokağa çıkmaya, alanlarda olmaya, üretmeye, çalışmaya, ilerlemeye devam edeceğiz. Ve sesimiz hep çıkacak. Biz varız ve varolmaya devam edeceğiz...
İlgili haberler
Bir kabullenmeyiş ve cesaret öyküsü: DİFRET
Eğitimlerinden koparılan kız çocukları çok küçük yaşlarda zorla kaçırılıp evlendirilerek bir işkenceye mahkum olurken, bunun değişebileceğinin örneği oluyor Hirut ve Avukat Meaze’nin verdiği savaş.
Yan yana oldukça şiddete mahkum değiliz
Eskişehirli kadınlar 25 Kasım’a giderken planlarını yaptı ve uygulamaya başladı: ‘Ulaştığımız her kadının gücümüze güç katacağını ve hâlâ çok işimiz olduğunu biliyoruz.’
Bir diğerimizin cesareti olalım...
‘Hepimiz diğerimizin cesareti, yoldaşı, eli, kulağı ve yüreği olalım. Kapıyı çarpıp çıktığınızda dışarıda işsizlikten, fuhuştan, açlıktan ve ölümden korkmadığımız bir dünyayı birlikte yaratabiliriz.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN