Peki eşitliği nasıl kazanacağız?
Kadın hakları dendiğinde sadece, ‘Kadına vurulmaz, kadınları korumalıyız’ demek yetmiyor. Kadınların gerçekte çok daha derin olan kimlik ve eşitlik sorunu var. Peki nasıl kazanacağız?

Kadının erkekle eşitlenmeye çalıştığı bir dünyada, kadının varlığına yönelik her türlü şiddetin ele alınması gerekmiyor mu?

Aile yaşamımızdan tutun çalışma ve sosyal yaşamımızda kimliğimizin ikinci plana itilmesiyle, zorla kabullendirmeye çalışılmasıyla karşı karşıyayız. Eşimizin ve arkadaşlarının rahatlıkla yaptıkları çapkınlık şakalarına susmak, işyerinde kadınken başarabildiklerimize normal değilmiş gibi aldığımız tebrikler, “erkek gibi”yle başlayan aslında varlığımızı silen övgüler... Erkek egemen toplumun, varlığını kadını susturarak sürdürmesi değil mi esas mesele! Kadın şikayetçi olduğunda ilgili birimlerin, sırayla şiddetin gerekçesi olabilecekmiş gibi kadına rol biçmesi, neden araması...

Bir etkinlik düzenlemek için gittiğimiz okulda, eşinden sürekli şiddet gördüğünü, aç bırakıldığını anlatan, okulda zaman zaman oyun odasının nöbetçiliğini yapan bir kadın arkadaşımızın hikayesi bu örneklerden biri. Tüm çaresizliğiyle tutacak bir el arayan, okuma yazması olmayan ama yaşadıklarını nefes almadan samimiyetle anlatan bir kadın. Durumu önce okulun idaresiyle paylaştığımızda, şiddetin nedenini sorgulamasına ve idarecinin kadına bağırarak “Yalan konuşuyorsun” dediğine tanık oluyoruz. İşin özü yine bir kadından yaşadıklarını anlatmaması, huzuru bozmaması, kimseyi uğraştırmaması isteniyordu.

İzlediğimiz diziler, filmler, TV programlarında da böyle değil mi durum? Dizilerde aldatılmasına rağmen evliliğini yıkmayan, ‘mahcup eşinin yanında duran hanım ağa’ profilleri ya da bir erkeği paylaşamayan kadınlar...

Geçtiğimiz günlerde muhafazakar kimliğiyle bilinen bir kanalda, evlilik danışmanı sıfatıyla izleyicinin karşısına geçen bir hemcinsimizin “Eşim beni dövüyor ve aldatıyor ama seviyorum ne yapmalıyım” sorusuna; “Annelerimizin bir sözü vardır: ‘Kan içip kızılcık şerbeti içtik’ diyeceğiz” diye başlayıp, çözümü ‘sabredip, beklemek’ olan önermesi bir başka vahim örnek. Kadına şiddetin giderek artması, kadını sindiren, susturan, erkek egemenliğinin gölgesinde bırakan gerici zihniyetin ürünüdür.

ASIL SORUN EŞİTLİK
Kadın hakları dendiğinde sadece, “Kadına vurulmaz, kadınları korumalıyız” demek yetmiyor. Kadınların gerçekte çok daha derin olan kimlik sorunu, eşitlik sorunu var. Eşitlik arayışı “Erkektir yapar” diyen gerici zihniyetle, kadın kimliğinin üstünlüğünü savunan ve genel değerlere uygun olmayan her davranışı “ben de yaparım” karşılığıyla en gerisinden eşitlemeye çalışan anlayış arasında can çekişmemelidir.

Peki tüm bu yaşamak zorunda olduklarımız karşısında öylece durup susmalı mıyız? Elbette hayır! Kimliğimize yönelik bütün saldırılara karşı mücadele etmeliyiz. Özgür ve eşit yaşayabildiğimiz bir yaşamın taşlarını tüm kadınlar el ele vererek beraber örebilmemiz mümkün.

İlgili haberler
Eşitlik olmadan adalet olmaz

Adalet Yürüyüşü'nün 22. günü. 80 kadın örgütü 2008 yılında Gebze'de öldürülen Pippa Bacca'nın öldürüldüğü Gebze'den talepleriyle yürüyüşe katıldı. Türkülerle, sloganlarla kadınların talepleri...

GÜNÜN KADINI: Eşitlik ve adalet peşinde bir kadın işçi Adelheid Popp

‘Adalet ve Eşitlik’ talebi yıllardır kadınların talebi olmaktan çıkmadı. Binlerce kadın tarih boyunca gerçek adalet ve eşitlik sağlanana kadar bu talep için mücadele etti, ediyor. Adelheid Popp gibi..

Kadına eşitlik neden lazım oldu?

Bir yandan kadınlara neyi hak edip etmedikleri dikte ediliyor diğer yandan kadınların kazanımlarını ortadan kaldırmaya, kadınları yüz yıl öncesinin hak yoksunu koşullarına mahkum etmeye çalışıyorlar.

Sovyetlerde eşitlik için adım adım...

Yasal düzenlemelerden, fiili eşitlik için atılan somut adımlara, eğitimden politikaya, kadınların toplumsal üretime çekilmesi için yapılan seferberlikten kadın işçilere özel politikalara...

Sadece genelgeden değil, çalışma yaşamından da eşitlik çıkartılıyor

Çalışma yaşamında kadın-erkek eşitsizliğini gidermek için çıkarılan Başbakanlık genelgesi yürürlükten kaldırıldı. Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu bunun ne anlama geldiğini değerlendirdi.

Reklamda değil, fabrikada eşitlik istiyoruz

8 Mart için reklam yayınlayan Arçelik yönetimine bir Arçelik işçisi kadın soruyor: Fabrikalarda kadın işçilerin çalışma koşullarına, sorunlarına çözüm getiren bir yönetim anlayışınız var mı?


Editörden