
Ankara’dan memlekete gitmek için arabaya bindiğimizde ayaklarımın altı ağrıyordu. Yaşlı anne ve babamı biraz da kendimi rahatlatmak için memlekete gitme kararı alınca, hızlıca hazırlandım. Ama tabii ki öyle rahatlama filan olmadı.
Gittiğimiz yere ‘görevlerimizi’ de götürüyoruz. Ailede çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı görevi çoğunlukla kadına yüklenmiş durumda.
Bu pandemi sürecinde bir de sağlık kurumlarına gidilemeyişiyle yük iyice arttı. Hasta olmasınlar diye temizlik, beslenme ve kişisel bakımlarını yapmak hem ekonomik olarak hem de beden olarak ciddi bir yorgunluk ve tükenmişlik oluşturdu bende. Öyle ki günler gelip geçerken bazen saçımı taramadığımı fark ettim, saçlarımın beyazları iyice uzadı, bandanalarla kapamaya başladım. Aynı zamanda sosyalleşememek, sohbet edememek, evden dışarı çıkamamak neredeyse “dolap beygiri” misali aynı benzer günleri yaşamak da başka bir tehlikenin habercisi olunca, markete gidip saç boyası aldım, her gün yarım saat bile olsa giyinip kuşanıp yürüyüş yaptım, kitap okudum, telefonla mesajlaşmak yerine arayıp dostlarımla, arkadaşlarımla konuştum. İlçemiz çok küçük, dolaşırken tanıdık tanımadık herkesle merhabalaştım. Çok iyi geldi. Diyeceğim o ki, bu günlerde kadınlar olarak bunca yorgunluğun arasında kendimize zaman ayırmalıyız.
Ama bir çift sözüm daha var; yaş almış anne babalarımızın ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmeleri hem onlar açısından hem de birlikte yaşayan bizler açısından çok zorlu oldu. Biz küçükken hep “Batıda çocuklar 18 yaşından sonra evden ayrılıyor, yaşlanınca anne ve babaları huzurevlerinde kalıyor” diye anlatılırdı. Bize çok garip gelirdi. İnsan anne babasına nasıl bakmazdı! Oysa mesele feodal ilişkilerle açıklandığı gibi “kötü evlat”, “vicdansız”, kapitalist ilişkilerle açıklandığı gibi “bireyci” olmadan da çözülebilir… Yaşlı ve hasta bakım olanakları yerel yönetimler ve sosyal güvenlik sistemi üzerinden insan onuruna yakışır, aileleri de rahatlatan bir şekilde çözülebilir.
İlgili haberler
Pandemi geçici dayanışma kalıcı olsun!
Hayatlarımızı tümden değiştiren pandemi, kimimiz için ailemizi bile daha yakından tanımamızı sağlıyor, dayanışma ruhunu güçlendiriyor...
Pandemi sürecinde kadınlar evlerinde kaderlerine terk edildi
“Kadınları ve çocukları kirli siyasetin hedef tahtalarından indirip hak ettikleri hayatı özgürce yaşamaları için durmadan çabalamaya devam etmekte kararlıyız.”
Pandemide kadınların yoksullukla imtihanı: ‘Bir yıllık menemeni küflü ekmekle yedim’
Milyonlarca işçi ve emekçi işten atılma ve ücretsiz izin dayatmasıyla yüz yüze kalırken yoksulluk daha da derinleşti, kadınların sırtına evi döndürme telaşıyla daha çok yük bindi.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN