
Okula gittiğimde ilk karşılaştığım manzara sessizlikti. Her zaman, her bir köşesinde çocuk sesleri yankılanan okulumuzun bahçesine, sınıflarına, koridorlarına sessizlik çökmüştü. Umutla karışık bir burukluk oldu içimde. Alana giderken içimde -10 Ekim Gar Katliamının etkileri olsa gerek- bir korku vardı güvenlikle ilgili. Yaşamı savunmak için gittiğim o alanda kendi yaşamımı da tehlikeye attığım hissi. Evde beni bekleyen çocuğumu bile düşündüm. Evet, kulağa ilginç ve abartılı gelse de böyle hissettim.
Kızılay'daki o kalabalığı görünce soruşturma geçirme korkusu, patlama korkusu, polisin tepkisinin ölçüsü ile ilgili kaygılarım silindi birden. Genç meslektaşlarım, elinde düdükle annesini yalnız bırakmayan bir çocuk, bizi Bakanlığın camlarından izleyip video çeken Bakanlık personeli... Yürüdükçe güçlendik, yorulduk ama haklı olmanın onuruyla devam ettik. Çünkü yaşamdan koparılan meslektaşımız bize aynı sonun kendimize ne kadar yakın olduğunu gösterdi. Farklı fikir ve sendikalardan binlerce eğitim emekçisi de bir hiç uğruna öldürülen hocamızın acısını tıpkı benim gibi en derinlerden hissetmişti. Evet, aynı duyguyu hissetmeyi ve birlik olmayı başarmıştık. Bundan sonrası için güç aldık. Susmamaya ant içtik.
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/ Evrensel
İlgili haberler
10 Mayıs eylemlerinin ardından Ümraniye'den öğretmenler yazdı
Kadın öğretmenler 'Eğitimde şiddete hayır' demek için sokağa çıktı, eylemlerin ardından İstanbul Ümraniye'den eğitimciler izlenimlerini Ekmek ve Gül ile paylaştı.
Kadın öğretmenler 'Eğitimde şiddete hayır' demek için sokakta
İstanbul Eyüp’te bir öğrenci tarafından öldürülen öğretmen İbrahim Oktugan için binlerce öğretmen yürüdü. Kadın öğretmenler de yürüyüşlerde yoğun katılımla en önde yer aldı.
Eğitim hiç 'Tekin' değil
Rakel Dink'in dediği gibi "Bir bebekten, bir katil yaratan zihniyet sorgulanmalıdır." Eğitimciler açıkça belirtmiştir ki problemlerin kaynağı, kişiler değil yanlış sistemi oluşturan yanlış zihniyettir
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN