Pendik’te art arda yaşanan kadın cinayetlerinin ardından Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği bir basın açıklaması yaparak kadınların ve çocukların “ihmal, cezasızlık ve yoksulluk” nedeniyle yaşamlarını kaybettiğini vurguladı.

Açıklamada, bir ay arayla öldürülen Hilal Aktepe ve Firdevs’in defalarca şikâyette bulunmalarına rağmen korunamadığı belirtildi. Dernek, kadınların şikâyetlerinin görmezden gelindiğini ve cezasızlığın şiddeti beslediğini ifade etti. Hilal’in 13 yaşında zorla evlendirildiği belirtilen açıklamada, “Defalarca şikâyet etti, defalarca yardım istedi. Ama koruyamadılar” ifadeleri kullanıldı. Firdevs’in ise defalarca kolluk kuvvetlerine başvurduğu söylenirken, “Kolluk güçlerine defalarca başvurdu. Uzaklaştırma kararı vardı ama 19 suç kaydı bulunan Sedat Akgün’ün onu öldürmesini önleyecek hiçbir şey yapılmadı. Bu mahallede, sadece 10 ay önce Tuba sokak ortasında bıçaklandı ve günlerce yaşam mücadelesi verdi” denildi.

Cinayetler önlenebilirdi

Dernek, Pendik ve çevresinde son aylarda yaşanan diğer kadın cinayetlerini de hatırlatarak bunların önlenebilir cinayetler olduğuna vurgu yaptı. 2025’in Aile Yılı ilan edilmesi ve önümüzdeki on yılın da Aile On Yılı ilan edilmesiyle birlikte kadın ve çocukların güvenliğinin görmezden gelindiği belirtilen açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından kadın cinayetlerinin arttığına ilişkin değerlendirmeler yer aldı. Sözleşmeden çıkıldığından beri kadın cinayetlerinin yüzde 162 arttığı ifade edilirken, “İçişleri Bakanı kadın cinayetlerinin bir önceki yıla göre yüzde 25,2 azaldığını söylüyor. Ama gerçek öyle değil! 2025 yılının ilk 11 ayında 237 kadın katledildi, 243 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu” denildi.

Çocukların yaşam hakkı tehlikede

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, yalnızca kadınların değil, çocukların da yoksulluk ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Pendik’te yaşanan yangına değinilen açıklamada, “Çocuklar sadece yangınlarda değil, iş cinayetlerinde de ölüyor. Dün akşam Tuzla’da bir fabrikada çalıştırılan 16 yaşındaki çocuk işçi Alperen Karaçengel, fabrikada çıkan yangında öldü. Bu yıl 87 çocuk çalışırken öldü. Biz biliyoruz ki bu ölümler ‘kaza’ değil; çocukları ve kadınları denetimsiz, güvencesiz işlerde çalışmaya mahkûm eden, kayıt dışı çalışmayı normalleştiren politikaların bir sonucudur” denildi.

7 milyon çocuğun yoksulluk sınırının altında yaşadığının belirtildiği açıklamada, “Sosyal ekonomik destek yardımı almak zorunda kalan çocuk sayısı 60 binden 170 bine çıktı. 2026’da 195 bin çocuğun temel ihtiyaçlarının bile karşılanamadığı evlerde yaşayacağı söyleniyor” ifadeleri kullanıldı.

Yetersiz bütçe ve af düzenlemesi tepkisi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinde kadınların güçlendirilmesine ayrılan payın yetersiz olduğu vurgulanan açıklamada, 11. Yargı Paketi’nde yer alabileceği iddia edilen af düzenlemelerine de tepki gösterildi.

Dernek, “Kadınların ve çocukların şiddet, yoksulluk ve cezasızlık yüzünden ölmesini istemediğimiz için buradayız. Kadınların güvenliğini, yaşam hakkını ve özgürlüğünü yok sayan hiçbir politikanın karşısında susmayacağız. Tüm kadınları, sesimizi çoğaltmaya; şiddetsiz, eşit, özgür, güvenceli ve insanca bir yaşam için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.

Eyleme katılan kadınlardan biri: ‘Sıradaki benim’

Basın açıklamasının sonunda ‘Sıradaki benim’ diyen bir kadın, yaşadığı şiddet ve tehdidi anlatarak kolluk kuvvetlerinin ve devletin yanında olmadığını söyledi. Kadın boşanma aşamasında olduğunu ve boşanmaya çalıştığı erkeğin kendisini tehdit ettiğini söyledi. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı, yaşadığı şiddeti anlatan ve ölüm tehditleri alan kadının yanında olduğunu belirtti. Kolluk kuvvetleri, “Bu iş bizde” diyerek kadınlara söz verdi. Kadın bu zamana kadar şikayetçi olmamasının sebebinin kadınların korunmadığı olduğunu ifade etti.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül