Emek Partisi Gaziantep Milletvekili ve yayın kurulu üyemiz Sevda Karaca Plan ve Bütçe Komisyonunda gerçekleştirilen, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2026 bütçe görüşmesinde konuştu. Karaca, bu bütçenin kadınları ve çocukları şiddete, istismara, suça ve yoksulluğa terk ettiğini vurguladı.
Karaca, iktidarın “şiddete sıfır tolerans” sloganını çok sevdiğini ancak kadınların en sık duyduğu sloganın “ölmek istemiyoruz” olduğunu belirterek, “Kadınların ölmemesi için yapılacak en temel şey, kadınları güçlendirmek. Ama bu bütçede o kalem sizi öldüreceğiz diye bağırıyor: Kadın başına yılda 156 lira!” dedi.
Geçtiğimiz sene şiddet mağdurları için psikososyal destek modeli hazırlanacağı söylendiğini ancak Bakanlığın şiddet faillerini hedefleyen ve içeriği belli olmayan bir proje yaparak, buna 10 milyon lira bütçe ayırdığını söyleyen Karaca, sığınmaevlerini de gündeme getirdi.
Sığınmaevlerinde yaşam mücadelesi veren kadınlara verilen “Finansal Okuryazarlık, Sıfır Atık Yönetimi, Dijital Bağımlılık eğitimleri ve Dini Rehberlik Etkinlikleri”ni eleştiren Karaca, “Bu kadınlar imanları eksik diye mi şiddet görüyor?" diye sordu.
Somut icraat yok
Bütçesinin yarısı "tasarruf tedbirleriyle" kesilen ve bilimsellikten uzak bir şiddet araştırmasıyla Bakanın övündüğünü dile getiren Karaca, "İşte meşhur araştırmanızın en çarpıcı verisi: Boşanan kadınlar şiddetin her türünde açık ara farkla önde. Ama bütçe boşanmayı engellemeye dönük aile eğitimlerine ayrılıyor” dedi.
Şiddete karşı mücadele başlığının altında ise yalnızca “toplantılar” yapıldığının altını çizen Karaca, “100 toplantı 100 kadını şiddetten koruyamadı. Ama ağırlama giderlerine milyonlar aktı. Başka hiçbir somut icraat yok” diyerek tepki gösterdi.
Aile Bakanlığı bütçeyi har vurup harman savurmuş
Milyonlarca insana aile ve evlilik eğitimleri verildiği ancak bunların da somut sonuçları olmadığını ve kaynak israfı olduğunu vurgulayan Karaca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının en yüksek temsil ve tanıtım harcaması yapan bakanlıklardan biri olduğunu, sadece altı ayda 7 milyon 771 bin lirayı bunun için harcadığını söyledi.
Tüm bunlarla birlikte kadınların şiddete karşı korunması için sığınmaevlerine bütçe ayrılmadığının altını çizen Karaca, Bakanlığın kendi verilerine göre her 11 bin kadına sığınmaevlerinde yalnızca bir yatak düştüğünü vurguladı. Buna rağmen 2026 yılı için sadece bir yeni sığınmaevinin açılmasının hedeflendiği ve onun da Cumhurbaşkanlığı Yıllık Planında yer almadığını ifade etti.
‘Devlet çocuğu komşuya değil kamu kreşine emanet eder!’
Kadınların sırtına yaşlı, engelli ve çocuk bakımını yükleyerek bir de esnek çalışmaya mahkum edildiğini söyleyen Karaca şu şekilde devam etti:
“Türkiye’de kreş çağında 9,5 milyon çocuk var! 83 bin çocuğa kreş hizmeti veriliyor diyorsunuz. Kreş açmak yerine çocukları “komşu annelere” teslim edeceğiniz bir proje hazırladınız. Bu, FETÖ döneminin “cemaat evleri” mantığının başka versiyonudur. Devlet dediğin, çocuğu komşuya değil, kamu kreşine emanet eder. Ama bu bütçede bir tane ücretsiz kreş planı yok. Kamu kreşleri 1 yılda 643’ten 192’ye düştü! Sizin kendi personelinizin çocukları için kreş ücreti 11 bin liradan fazla. Kadınlara sunduğunuz tek “şey”: yarı zamanlı çalış, hakkının yarısını al! Bir tane kreş açmamışsınız ama Diyanet’in 4–6 yaş kurs sayısı 1 yılda 5 bin 306’dan 6 bin 267’ye çıkmış. 2024’te 41 milyon, 2025’in ilk 6 ayında 45 milyon lira aktarılmış.”
‘Çocukları karanlığa mahkum edip ya aileye ya hapse tıkıyorsunuz’
Aile Bakanı Göktaş’ın koruma altındaki çocukların MESEM’lere yönlendirmesinden gururla bahsetmesini eleştiren Karaca, “Çocukları işçileştirmekle övünen bir Aile Bakanı olabilir mi ya” diye sordu. Her dört çocuktan birinin işçi olduğunu ve işçi çocuk sayısının çok beş yılda oldukça arttığını hatırlatan Karaca, 7 milyonun üzerinde çocuğun da yoksul olduğunu vurguladı. Bu durumda çocukların eğitimden koptuğunu veya sanayiye ya da çetelere kurban olduklarını söyleyen Karaca şunları söyledi
“Bakanlığın çok ağır ihmal koşullarında bile olsa korunma ve bakım ihtiyacı içerisinde olan çocukları kurum bakımına almıyor, sebep: aile yanında olmaları her zaman daha iyi! Nasıl ki şiddet gören kadınlara sığınak diye aileyi gösteriyorsunuz, ihmal istismar mağduru çocukları da ailenin yanına gönderiyorsunuz. Bir de ihmal istismar gördükleri ailelere çocuk başı para ödüyorsunuz.”
Çocukları takip edecek gerekli sayıda ve nitelikte meslek elemanının da istihdam edilmediğini söyleyen Karaca, “Milyonlarca çocuğa karşılık sayısı 5 bin bile etmeyen meslek uzmanı var. Bütçede bu emekçilerin çalışma koşullarına, ücretlerine, istihdam güvencelerine ilişkin tek bir düzenleme yok.”
Karaca, sosyal hizmetlerin “taşeron” mantığıyla yürütüldüğünü ifade ederek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Çocukları karanlığa mahkum edip çözüm olarak da hapse ve aileye tıkmayı öneriyorsunuz.”
İlgili haberler
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesinde ‘kadın’ yok: Sosyal yardımlara tırpan, güvencesizliğe teşvik
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi; iktidarın kadınlara dönük politikalarının özeti.
Bir öğüne ve eğitime bütçe istiyoruz!
‘Eğitime ayrılan bütçe nerede? Okulları hâlâ veliler temizliyor. Hâlâ bağış adı altında emekçilerin cebine göz dikiyorlar. Hâlâ çocuklar okula aç gidiyor.’
Bu Bakanlık ‘Patron Bakanlığı’: İşçilerin sesini bütçe görüşmelerinde de duymak istemediler
EMEP’li Sevda Karaca, bütçe görüşmelerinde işçilerin sesli mesajlarını dinletmek istedi, izin verilmedi. Karaca: “Bu bakanlık patronların bakanlığı.” İşçiler sordu: “Bakan, siz kimin bakanısınız?”
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN























