25 Kasım’a giderken kadınların sesi demokrasi mücadelesi
2025’te kadınlar yoksulluğa, şiddete, eşitsizliğe mahkûm edildi. Bu 25 Kasım’da kadınlar sadece kendi hayatları için değil, özgür ve eşit bir ülke için de ses çıkarıyor.

-2025 yılı aile yılı ilanı ile başladı, kadın sadece ailenin içinde tariflendi. Kadınların çok çocuk doğurması temel motivasyon olarak açıklandı. Erken evlilik ısrarı sürekli tekrarlandı. Aileyi zararlı etkilerden korumak iddiası ile LGBTİ’ler düşman ilan edildi.

-Kadınlar için eşitlik gibi bir bakış açısı olmadığı sürekli tekrarlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı cuma hutbesi ile kadınların miras hakkı olmadığını ilan etti, mirastan hak talep eden kadınların kul hakkına girdiğini ifade etti.

-Genel ahlak söylemleri sürekli tekrarlandı. Müzik grubunu oluşturan kadınlar, şarkı sözü yazarları, komedi programı yapanlar, bir eğlence mekanında eğlenen kadınlar bu nedenle gözaltına alındı. Diyanet İşleri Başkanlığı bir cuma hutbesini kadınların örtünmesi gerektiğine ayırdı ve bu durumu ahlaklı olmakla bağladı.

-11. yargı paketine genel ahlaka ve doğuştan gelen biyolojik cinsiyete aykırı davranma suçu eklendi. LGBTİ’lerin varoluşlarına yönelik yaşamsal tehdit içeren düzenlemeler önerildi. Nefret ve ayrımcılık suçu içeren yasaları bir torba halinde yapma hazırlığındalar.

-Kadınlara aile yaşamı ile uyumlu iş tanımı yapıldı yıl boyunca. Bunun yarı zamanlı, esnek, sosyal güvenceden yoksun, emeklilik hakkı olmayan, düşük ücretli çalışma olduğunu saklamaya çalıştılar.

-Türkiye’de kreş çağında (gGenellikle 0-5 yaş olarak kabul edilir) yaklaşık 9.3 milyon çocuk bulunmaktayken, 83 bine yakın çocuğa kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verildiği aile ve sosyal hizmetler bakanı tarafından açıklandı. Kreş açmak yerine komşu annelik projesi büyük bir hizmet olarak ilan edildi.

-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2025 yılında tek bir sığınak dahi açmadı. 2025 yılında 150 olan sığınak sayısını 151 yapmayı planladıklarını gördük 2026 yılı bütçe taslağında. 6284 sayılı Yasa’nın kadınları korumasına ilişkin etkinleştirilmesine ilişkin hiçbir şey yapılmadı. Aile ara buluculuğu kadın örgütlerinin baroların itirazları görmezden gelinerek sürekli gündemde tutuldu.

-Günden güne ağırlaşan derin yoksullukla kadınlar baş başa bırakıldı. Çocukların okullardaki açlığını çözmek için hiçbir önlem alınmadı. Yoksulluk derinleştikçe eğitimden uzaklaşan çocuklar çocuk işçilere dönüşürken, 13-14 yaşındaki çocukların iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesi görmezden gelindi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken yukarıda saydığımız tabloya bakmak önemli. İktidarın yıllardır ısrarla uyguladığı muhafazakar politikaları kapsamında yapılanlar ve yapılması planlananlar kadınlara 2025 yılında cinayetler olarak döndü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2024 yılında 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümü yaşandı. Bu sayı veri tutulmaya başlandığından bu yana ulaşılan en yüksek sayıydı. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) verilerine göre 2025 yılının ilk 9 ayında toplam 290 kadın erkekler tarafından öldürüldü.

DİSK Genel İş Araştırma Dairesinin 3 Mart 2025’te yayımlanan raporuna göre, her 10 kadından sadece 3’ü çalışma hayatında, her 10 kadın işçiden yalnızca 1’i sendikalı, çalışan kadınların yüzde 20’ye yakını yarı zamanlı çalışıyor. 10 milyona yakın kadın; ailevi ve kişisel nedenler ve ev işleri dolayısıyla çalışma hayatına katılamıyor. İstihdam edilen kadınlar iş yerinde şiddet ve tacize maruz bırakılıyor, erkeklerden daha düşük ücretlere mahkum ediliyor. Milyonlarca kadın asgari ücretin altında ücretle çalışıyor. Türkiye’de asgari ücret kapsamı (asgari ücretin yüzde 10 fazlası ve altı) yüzde 48.,9 iken kadınlarda bu oran yüzde 58.4’e kadar çıkıyor. Yaklaşık tahmini 2 milyon kadın ise asgari ücrete dahi erişemiyor.

Bu tablo baki kalsın istiyorlar, ülkedeki her kesim ve herkes gibi kadınlar da seslerini çıkarmasınlar. Bu nedenle ülkede demokrasiden uzaklaşılarak atılan her adım kadınlar için cehennemin kapılarını daha da aralıyor. Kutsal ilan ettikleri ailelerin içinde her şeye razı sesini çıkarmayan kadınlar bu bezirgan saltanatının, çürümüş düzenin devamı için çok gerekli.

Faşizmin inşa edildiği, kurumsallaştırılmaya çalışıldığı şu günlerde kadınların çıkardığı her ses, her yan yana geliş, her örgütlenme çabası aynı zamanda demokrasi mücadelesinin de önemli bir parçası ve dayanağı.

Bu 25 Kasım belki çok daha da önemli bir 25 Kasım. Kadınların hakları ve hayatları için bir yandan memleketinin tamamı için ses çıkardığı bir 25 Kasım’a işaret ediyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Tek adam’ın sonuna kanat açan Kelebekler

Darbe ve türlü hilelerle Dominik Cumhuriyeti’nin başkanı olan Rafael Trujillo, seçmen sayısından daha çok oy alarak başkanlık koltuğuna oturdu . Ülkenin gelir getiren neyi varsa ya kendisinindi...

‘Kelebekler’in izinde

‘Kelebekler’in mücadelesini bugün hâlâ yaşatan kadınlar, kadın düşmanlarına gereken cevabı elbette yine mücadeleyle verecek; kadınlar asla haklarından da hayatlarından da vazgeçmeyecek.

Şiddete karşı merhamet değil, eşitlik lazım

Aile ve evlilikte ısrar sürdükçe, kadınlara boşanmayacaksınız dendikçe, kadınlar insan değil; eş, anne, bacı olarak görüldükçe, mahkemelere kanunu bırak dedikçe nasıl engelleyecek bu iktidar şiddeti?


Editörden