DERGİMİZDEN
Aynı okuldayız. Aynı koridordan geçiyoruz, aynı sorunlara sessizce bakıyoruz. Yapılanlar yanlış geliyor, söylenen sözle, yapılan işler, bizi düşündürüyor… Ama sonra zil çalıyor, derse giriyoruz.
Şimdi de suçumuz kadın olmaktı. Ben ehliyet aldığımda kırk iki, yüzmeyi öğrendiğimde kırk beş yaşında bir kadındım. Başka kadınlar tarafından desteklenerek o da.
Sebze candır, sindirimi kolaydır, bünyeye zararı yok, faydalı, kilo neyin de yapmıyor diye diye içimiz dışımız ot oldu demek isterdim ama işte kavuşmamıza engel olanlar utansın.
Bir yandan “Peki bundan sonra ne yapacağız?” sorusunun yanıtını hep birlikte ararken, dergimizde kadınların verdiği yanıtlar, ilerisi için aydınlık bir rota oluşturuyor.
İşte dergimizin nisan sayısı 1 Mayıs’a giderken birçok mahalleden, üniversiteden, fabrikadan, iş yerinden kadınların 'Buradayım, mücadeleden vazgeçmiyorum' çağrıları de deneyimleriyle dolu.
Şimdi milyonlardan aldığımız ve güçle 1 Mayıs’ı örgütleme zamanı, taleplerimizle alanlardan dolup taşmak, insanca, şiddetsiz ve özgürce bir yaşamı birlikte kurma zamanı.
İktidarın karşısında kadınlar artık kendini özne ve değiştirici güç olarak görecektir. Önümüzdeki 1 Mayıs bu nedenle işçilerin birliği ve mücadelesi için dönüm noktası olacağı çok açıktır.
‘Bugün yine sendikaları zorlasak, birleşik mücadeleyi sağlasak, genel grevi örgütlesek… Deneyimlediklerimizin Türkiye genelinde yankı bulduğunu göreceğiz.’
Mevsimler geçse de biz hakkımızı aramaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz de. Sonbahar geçti, kış geçti, şimdi ilkbahardayız. Mücadelemize devam ediyoruz…
İstanbul, Küçükçekmece’de sohbet ettiğimiz işçi kadınlar sokaktan aldığı umutla konuşuyor. Ancak kadınlar, ‘bu kadarı yetmez’ diyor. Kadınlar, ‘birleşelim, iş durduralım, hayatı durduralım’ diye ısrar
‘Sendikamız MYK’sına verilen ceza sadece Eğitim Sen’e değil; eşitlik, özgürlük ve demokrasiyi savunan, hak arayan tüm topluma verilmiştir. Çocuklarımızın umutlarının çalınmasına izin vermeyeceğiz.’
‘Bu tabloyu sadece seçimlerle değiştiremeyiz, herkes iş bırakmalı, hayatı durdurmalı. Artık yeter.’
‘Zalim, kimselerin olmadığı yerlerde kıstırdığında kurbanına canının istediğini yapar. İzleyip gördüğümüz, aklımızın almadığı her şeyin şahidiyiz. Kalabalığız. Haklıyız.’
Kadınlar faşizme karşı mücadelenin en başat aktörü olmak zorunda. Bu mücadele soyut, müphem ve adressiz bir mücadele değil. Örgütsüzlükle başarılabilecek bir mücadele hiç değil!
Kadınlar bulundukları her alanda hem mücadele deneyimlerini dile getiriyor hem de 1 Mayıs İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü için çağrılarını haykırıyorlar...
'Özgürlük' en çok bize dair: İstanbul Üniversitesi’nden genç kadınlar, arkadaşları Selinay için de mücadeleyi sürdürüyor.
19 Mart’tan bu yana süren eylemlerde en önde yer alan genç kadınlar, maruz kaldıkları baskıya rağmen geri adım atmıyor. Kadınların alanlardaki varlığı, mücadeleye yön veriyor.
‘Direniş sandviçleri fikri, Saraçhane’deki öğrencilerin köfte ekmek alamadıklarını gören bir arkadaşımızın duyarlılığıyla doğdu.'
Kazanımlarımız tek tek hedefte. Şiddete karşı koruma yerine baskı artıyor. Ama biz susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizin sesiyiz.
Aynı iş merkezinde ama farklı firmada çalışan arkadaşım Sibel öğle arası koşarak geldi: ‘Kızzzz! Borsa düşmüş, niye düştü?’ Borsada az biraz parası var da. Başladım anlatmaya...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN