2025 yılında yaşadıklarımız bizi nasıl bir yılın beklediğini de gösteriyor. Mücadelenin sorunlarla paralel ilerlediği zamanları da yaşadık. Ama gel gelelim patronlar arkalarına aldıkları yasalarla, her türlü kuralsızlığı uyguladı.
Yılın bitmesine yakın ve kış başlarken işsiz kalmak en zoru kadın işçiler için. Yüzlerce işçinin çalıştığı Adöksan fabrikası patronu türlü bahanelerle çok fazla işçi kadını işsiz bıraktı. Sadece işsiz bırakmadı, aynı zamanda tazminatlarına da el koydu. On yıl boyunca çalışan işçi kadınların eline “üç kuruş” parayı tutuşturmaya çalışıp türlü tehditlerle onur kıracak bir şekilde işten attı.
İşten atılmış ve on yıl çalışmış bir kadın işçi şöyle anlatıyor: “Bugüne kadar hiçbir işimi aksatmadan çalıştım. İstenilen sayıyı hep verdim. Doğru dürüst izin bile almadım. Ama yine de her türlü baskıya maruz kaldım.” Sadece çalışırken değil işten atarken de hakaretlerine devam ettiklerini söyleyen başka bir kadın işçi bu baskılar sonucu dayanamayıp sinir krizi geçirip bayıldığını söylüyor: “Üç kuruşa yıllarca çalıştım, zaten ay sonu nasıl gelecek düşünceleri beni yiyip bitirirken bir anda usta başı çok üstüme geldi. Baygınlık geçirdim.” Başka bir işçi kadın ustabaşının kendisine hakaret ettiğini üzülerek anlatıyor. “Çok onurumu kırdı, utanç vericiydi.”
Bu kadar ağır ve baskı koşullarında çalışan kadınlar, artık bu fabrikada çalışmadıkları halde bir şey konuşurken “Aman susun ya usta duyarsa” diye birbirlerini uyarıyorlar. Yıllarca baskı altında çalışmanın yarattığı psikolojik şiddetin etkisinden çıkmak da zaman alıyor.
İşsizlik, geçim, bakım yükü gibi sorunlarla başa çıkmaya çalışan ve insanca bir yaşamı hak eden tüm emekçi kadınlar, 2026 yılını mücadele ile karşılamalı. Önümüzdeki yıl mücadeleyi baskı altına almaya çalışacakları aşikar. Ama mızrak çuvala sığmayacağı için elimizde olan tek şey birlikteliğimiz.
Fotoğraf: DHA
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















