
Pahalılıktan, ekonomik zorluklardan bahsetmediğimiz bir gün bile yok. Şimdilerde en çok söylenen ise “Okullar açılıyor yandık…”
Çevremde gördüğüm herkeste, çocukları üniversite sınavını kazanınca ilk sevincin ardından kaygılar başladı. Mesela ablam “Üniversite kitapları pahalı, nasıl yapacağım?” diyor. Bir de İzmir dışında okuyacak çocuk. Zar zor yurda yerleştirecek kadın; ikinci iş yapmaya başladı.
Üç çocuk okutan var. Formaları büyük gelse de küçüğe giydirilecek. Bitmeyen defterler kullanılacak.
“Harçlıkları nasıl vereceğim, ikisi de lisede, 20 liraya bir şey alınmıyor, çocuklar aç mı kalacak?” diyor, bir başka işçi arkadaş.
Çocuklar için de sıkıntı tabii. “Ailemin beni okutması bile onlara yükmüşüm gibi geliyor, endişeleniyorum” diyen gençleri başarısızlık korkusu aldı. “Yapamazsam ailemin emeklerini boşa çıkartacağım” diyor. Yeğenimin “Bazen aç kalacağımı bile düşünüyorum, her şey çok pahalı. Aç da yatsam aileme söylemem, yük olmam” demesi çok üzdü beni. Çocukların yanına evden yiyecek bir şey vermek de ucuz değil artık, kantin fiyatları zaten bizi aşıyor. Bir öğün olsun ücretsiz beslenme olsaydı, çocuklarımız sağlıkla eğitim alabiliyor derdik.
İlkokul, ortaokul ve lise için de öyle. Okul servisleri bu yıl enflasyon oranında zam yapacaklarını belirterek sözleşme yapıyorlarmış. Bir de okul çıkışı çocuğa kim bakacak derdi var, küçükler için. Etütler ateş pahası, benzin zamlarından dolayı bir de servisleri iptal etmişler. Çocuk kendi başına nasıl gitsin?
Kayıt paraları, okulun kırtasiye ve temizlik ihtiyaçları hatta güvenlik personelinin maaşını bile biz ödüyoruz zaten.
Aslında hepsi devlete güvenmemekten. Eğer güven olsaydı, yurtlar ücretsiz olsaydı, yemek ücretsiz olsaydı bugün bunları ne aileler ne de gençler düşünürdü.
Görsel: Canva
İlgili haberler
Çocuklar da soruyor: Okul kantininde bu neyin kârı?
‘Maddi durumu olmayan çocuklar evden bile beslenme götüremezken okulda nasıl para verip öğlen yemeği yiyecek? Tek maaşlı ebeveynler nasıl gelecek verecek evlatlarına?’
Neden çocuklarımızın gözü başka çocukların aldıklarında kalsın?
Çocuklarıma çikolata almamak için onlarla markete girmekten kaçınır oldum. En ucuz zincir marketlerde bile bir defter 40 liradan başlıyor. Ne yapalım, çocuklarımızı devletin yurtlarına mı terk edelim?
Öğretmenleri tezgahtar, öğrencileri müşteri haline getiren sistem işte böyle kuruldu
Devlet bütçesinden patronlara verilen paylar, iş eğitime gelince ne hikmetse olmuyor. Bunun yükünü çeken öğretmen, veli ve öğrencilerin yaşadıklarını Sultan Öğretmen anlatıyor...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN