Yaz boyunca kapı kapı gezip, pazar yerlerinde, parklarda, bahçelerde kampanyamızı duyuracağız. Umuyoruz ki yeni eğitim yılında hakkımız olanı söke söke aldığımız bir başlangıç yapalım.

Kadınlar, katili üreten, kadını korumayan tutumuyla AKP’nin bu ülkede şiddeti nasıl meşrulaştırdığını anlatıyor. Hepsinin öfkesi büyük.

Nebat Bukrek’in yeni romanı Yılmaz’ın karakterlerin yaşanmışlıkları ifade ettiğini, yanı başımızdan bildiğimiz gerçeklikleri yansıttığını söylemeye gerek bile yok.

Ormanya gezisinde bir araya geldi Kocaeli’de yaşayan kadınlar okulların açıldığı hafta da ‘Okullarda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek her çocuğun haktır’ kampanyası için her türlü çalışmayı yürütecekle

Savaşın vahşetini duyarsızlaştırıcı bir açıklıkla resmetmek yerine ‘etkileyici/hakiki’ olmanın çocuk odaklı yolları üstüne incelikle düşünmek daha uygun görünüyor.

Adile Doğan, tatil için gittiği Altınoluk’ta köylü kadınların yaşamlarını yazdı: ‘Herkesin tatil diye geldiği yerde yaz bitecek, daha doğru dürüst denize girmedik.’

Sincan’da konuştuğumuz kadınların birçoğu evine sadece asgari ücretle geçindirdiğini dile getiriyor.

Elif, 11 yaşından beri kayısıdan fındığa, pamuktan tütüne mevsimlik işçinin yolunun düştüğü her işte çalışmış. Bir tek yaz bile tatil yapmamış. Bu yıl farklı olmasını umuyor.

Evet, değişim sandıkla olmadı, ama öbür sandığı bekleyecek bir beş yılımız daha var mı? Emeğinin karşılığını alamayan, çocuğunun karnını doyuramayan kadınların bekleyecek beş yılı var mı?

‘Bizi kimse kurtarmayacak, bunu bilmek lazım. Bizim birlik olmamız lazım ki ne o arkadaş evindeki eşyayı satacak duruma gelsin, ne diğeri temizliğe gitsin, ne de açlıkla ölüm arasına sıkıştırılalım.’

Sultan 48 yaşında 18 binanın temizliğinden sorumlu. Hiç sigortası yok. Eşinin sigortası olmasa belki hastaneye bile gidemeyeceğini söylüyor.

Ev aynı, eve yatırım yok, kiracıya eziyet çok. 2 bin 500 liralık ev kiramı ev sahibi 7 bin lira yapmak istiyor.

‘OSB işçisi bir olmazsa patronlar ne bize hak verir ne de hukuk tanır. Buna son vermemiz lazım. Bir kere de işçinin sözü olsun. İşçi hak hukuk belirlesin.’

Meksika’da 9 Şubat’ta eşi tarafından vahşice öldürülen 25 yaşındaki Ingrid Escamilla için yapılan protestolar devam ediyor.

Fabrikamız yedi yirmi dört çalışıyor. Vardiya her hafta değişiyor. Sosyal yaşantımız, uyku düzenimiz yok. Evden işe işten eve... Çocuğu olan için daha zor; Çocuğu sevmeye vakit kalmıyor...

Suçluyla mağduru aynı binaya koyan zihniyete karşı mücadeleden başka şansımız var mı diye soruyor Avukat Sevil Aracı, siz cevaplayın...

Sağlık alanı gün geçtikçe piyasalaşıyor; “performans sistemi”, “kalite yönetimi”, “müşteri memnuniyeti” ağızlardan düşmüyor. Emekçinin hali ise vahim.

Kötü çalışma koşullarına, baskıya karşı sendikalaşma mücadelesi veren Gülay çok engelle karşılaşmış. Bir gün bile ‘of’ demeden verdiği mücadelesi sayesinde şimdi sendikalı bir işçi o.

Editörden