İş Güvenliği Uzmanı Özge Akkaya, tekstil işçilerinde çalışma koşullarına bağlı -aslında önlenebilir olan- meslek hastalıklarını yazdı.
‘Zeytin olmazsa biz aç kalırız. Çöpü bile kıymetli. Zeytin ağacı hastalansa evde çocuğumuz hastalanmış gibi üzülürüz. Kestirmeyiz zeytini. Ha bizi öldürmüş, ha ağacımızı kesmiş.’
‘Annelerimizin bize ‘kolunuzda bir altın bileziğiniz olsun’ lafına gülüp geçerken şu an bunun için dua eder noktaya geldik.’
‘Sırf sık sık su içmeye gitmeyelim de tuvalete gitmeyelim diye sebilleri hepimizin uzağına koydular. Bunlar insanca koşullar mı, soruyorum size?’
Boya kokusu tinerle karışmış, koku bütün fabrikaya yayılmış. En uç köşede hamile bir kadın çalışıyor doğumuna iki ay kalmış. “Güvencem olsun” diye çalışmak zorunda. Peki ne kadar sağlıklı bir güvence?
“Erkek dilli” şiir geleneğine devrimci bir tutumla dur diyen Gülten Akın kendinden sonra gelecek “deli kızlara”, seslerini çoğaltmaları için büyük bir alan açtı.
Mermer fabrikasında, birçok zorluğa göğüs germiş bir kadın Hafize Kurban, kendi hayatına dair yeni kararlar aldığı, boşanmak istediği için öldürüldü… Peki sonra ne mi oldu?
Biri sana ‘Bir müjdem var’ dediğinde kalbin çarpar heyecandan, tatlı bir sevinç sarar insanı. Çalışıp doyamayanların kentinde kadınlara hayat, pek müjde verecek gibi değil.
Depremzede kadınlar enfeksiyonu tetikleyen durumların tümüyle yaklaşık bir aydır karşı karşıyalar. O yüzden depremzede kadınlar arasında, kötü kokulu akıntı, kaşıntı gibi şikayetleri sık duyuyoruz.
Filmin senaryosu, klasik ilişki periyotlarından aşina olduğumuz bir senaryo. Fakat filmin sondaki çözümlemeleri, seyirciye yansıtmak istediği mesaj net bir şekilde veriliyor.
Film kimseyi haklı çıkarmıyor, kimseyi kötülemiyor, kimseyi de kahraman yapmıyor. Fakat sorgulamanızı bekliyor. Neden susan tarafın hep kadın olmak zorunda olduğunu...
İşten atılma korkusu bizi birbirimize düşürüyor, bu da patronun işine yarıyor. Hatta kadınlar çoğunlukla birbirini şikayet ediyor...
OHAL bahanesiyle kapatılan kadın derneklerinden biri de Panayır Kadın Dayanışma Derneği'ydi. Dernek mahallede kadınlar için bir nefes alanıydı, son 1 yılda nasıl nefessiz kaldıklarını anlatıyorlar...
13 yaşından beri tekstil işçisi Aliye, yokluğa, şiddete, sıkışmışlığa, ümitsizliğe katlanmamayı seçen bir kadın. Şimdi kursağında bırakılan hayalleri gerçekleştiriyor. Dayanışma ise en büyük dayanağı…
Mamak Belediyesinde çalışmakta olan 1650 işçiyi ilgilendiren toplu sözleşme süreci devam ederken Toplu sözleşme taslağı bu süreçte nasıl hazırlandı? Kadın işçilerin talepleri nedir?
Esnek çalışmanın “güvencesi” sadece lafta, esnek çalışan kadınların gerçekliği ise bambaşka.
‘Bugüne kadar bizim hiç böyle bir seçeneğimiz olmamıştı. Hep böyle zengin, bilmediğimiz, bizi anlamayan insanları karşımıza çıkarıp aday gösterdiler.’
‘Son bir ayda en az beş tane genç canına kıydı. Bu gençler bizim geleceğimiz, umudumuz değil mi? Nedir bu çocukları umutsuzluğa sürükleyen?’
Son günlerde yine gündemde olan nafaka konusunda hükümet ‘erkeklerin mağduriyetleri’ üzerinde duruyor. Peki hak ettiği nafakayı bile alamayan kadınların, çocukların mağduriyeti ne olacak!
Her şey ateş pahası artık devlet okullarında okumak bile çok pahalı. Böyle aileleri gözüne kestiren cemaatçiler, ilk önce laik eğitimin günah olduğunu söylüyor…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















